ÇOCUĞUN ANNE-BABASIYLA OLAN İLİŞKİSİNİN OKUL ÇAĞI ÇOCUĞUNA ETKİSİ
- Canan Kalkandelenli
- 13 Şub
- 6 dakikada okunur
Çocukların akademik başarısı ve sosyal-duygusal gelişimi, yalnızca okul ortamındaki deneyimlerine değil, aynı zamanda aileleriyle kurdukları ilişkilere de büyük ölçüde bağlıdır. Özellikle anne-baba ile kurulan bağ, çocuğun özgüveni, duygusal dayanıklılığı, akademik motivasyonu ve sosyal becerileri üzerinde belirleyici bir rol oynuyor. Yapılan araştırmalar, güvenli bağlanma geliştiren çocukların akademik ve sosyal yaşamda daha başarılı olduklarını gösteriyor. (Ainsworth, 1979; Bowlby, 1988).
Bağlanma kuramına göre, erken çocukluk döneminde bakım verenle kurulan ilişki, bireyin ilerleyen yıllardaki tüm ilişkilerine yön verir (Bowlby, 1969). Okul çağına gelen bir çocuğun ebeveynleriyle sağlıklı bir ilişki geliştirmesi, onun akademik öğrenmeye açık olmasını, stresle başa çıkmasını ve arkadaşlarıyla olumlu ilişkiler kurmasını destekler. Aksi takdirde, güvensiz bağlanma stiline sahip çocuklarda kaygı, düşük öz düzenleme becerileri ve sosyal uyum problemleri daha sık gözlemlenmektedir (Sroufe, 2005).
Bu yazıda, çocuğun anne-babasıyla olan ilişkisinin okul sürecine etkileri, Bağlanma Kuramı ve sosyal-duygusal gelişim çerçevesinde ele alınmış, kuram ve sosyal duygusal gelişim ilişkisinin akademik ve sosyal yaşama yansımaları değerlendirilmiştir.
Bağlanma Kuramı ve Okul Çağındaki Etkileri
Bağlanma Kuramı, çocukların bakım verenleriyle kurdukları bağın, ilerleyen yaşamlarında nasıl bir psikososyal temel oluşturduğunu açıklar (Bowlby, 1969). Mary Ainsworth (1979) tarafından yapılan “Yabancı Durum Deneyi” (Strange Situation Experiment) çalışmaları, çocukların bağlanma stillerini güvenli bağlanma, kaygılı-kararsız bağlanma ve kaçıngan bağlanma olarak üç temel kategoriye ayırmıştır.
Güvenli bağlanan çocuklar, ebeveynlerinden destek aldıklarında keşfetmeye daha istekli olurlar ve stresle daha sağlıklı başa çıkarlar. Bu durum, okulda akademik risk almayı (örneğin, yeni bir konuya cesaretle yaklaşma), öğretmenleriyle sağlıklı ilişkiler geliştirmeyi ve arkadaşlarıyla olumlu etkileşim kurmayı destekler. Öte yandan, kaygılı-kararsız bağlanma geliştiren çocuklar, genellikle ayrılık kaygısı yaşar ve öğretmenlerinden ya da arkadaşlarından sürekli onay bekleyebilirler. Kaçıngan bağlanma stiline sahip çocuklar ise bağımsız görünmelerine rağmen duygusal destek almaktan kaçınabilir ve okulda sosyal ilişkiler kurmada zorlanabilirler (Sroufe, 2005).
Bağlanma teorisine dayalı araştırmalar, özellikle erken yaşta anne-babayla kurulan güvenli ilişkinin, çocuğun akademik başarısını ve sosyal uyumunu doğrudan etkilediğini göstermektedir (Roisman ve ark., 2005). Bu nedenle, okul öncesi ve ilkokul döneminde ebeveynlerin çocuklarıyla kurduğu ilişkinin niteliği, ilerleyen yıllarda eğitim hayatının temel taşlarını oluşturur.
Sosyal ve Duygusal Gelişim
Sosyal-duygusal gelişim, çocuğun kendi duygularını anlaması, başkalarının duygularını fark etmesi ve sosyal ilişkiler kurabilme becerilerini kapsar (Denham, 2007). Bu gelişim süreci büyük ölçüde çocuğun aile ortamındaki deneyimlerinden etkilenir. Örneğin, duygusal olarak destekleyici bir ebeveyn-çocuk ilişkisi, çocuğun empati becerisini güçlendirirken, sağlıklı bir özgüven geliştirmesine de katkı sağlar (Eisenberg ve ark., 2006).
Anne-babaların çocuklarına nasıl tepki verdikleri, onların sosyal becerilerini şekillendirir. Olumlu ebeveynlik tarzı benimseyen ailelerde yetişen çocuklar, problem çözme ve duygularını ifade etme konusunda daha başarılı olurlar. Öte yandan, aşırı eleştirel ya da ilgisiz ebeveyn tutumları, çocuğun sosyal anksiyete geliştirmesine veya içe kapanık bir yapıya bürünmesine yol açabilir (Grusec & Hastings, 2015).
Okul ortamında sosyal-duygusal gelişimi aşağıdaki faktörler destekleyecektir:
• Öğretmen ve akran ilişkilerinde güvenli bağ kurma: Ebeveyniyle güvenli bağlanma geliştiren çocuklar, öğretmenlerinden destek istemekten çekinmez ve sosyal ilişkilerde daha başarılı olurlar.
• Duygusal düzenleme becerileri: Ebeveynleri tarafından duygusal olarak desteklenen çocuklar, stresli durumlarla başa çıkmada daha başarılıdır.
• İç motivasyon ve öz düzenleme: Güvenli bağlanan çocuklar, akademik görevleri yerine getirmekte daha az zorlanır ve içsel motivasyonları yüksektir.
Sosyal ve duygusal gelişim, akademik başarıyla doğrudan ilişkilidir. Araştırmalar, yüksek duygusal zekâya sahip çocukların akademik performanslarının da daha yüksek olduğunu göstermektedir (Durlak ve ark., 2011).
Çocuğun Akademik Başarısı ve Sosyal Gelişimi Üzerindeki Etkiler
Anne-baba ile kurulan ilişkinin niteliği, çocuğun akademik motivasyonu, öğrenme becerileri ve okul uyumu üzerinde doğrudan etkili bir faktördür. Aile ortamındaki destekleyici ve güven veren ilişkiler, çocuğun öğrenmeye açık olmasını sağlarken, olumsuz ebeveyn tutumları akademik başarıyı olumsuz yönde etkileyebilir.
Akademik Başarı Üzerindeki Etkiler
Bağlanma kuramına dayalı araştırmalar, erken çocukluk döneminde ebeveynleriyle güvenli bağ kuran çocukların akademik süreçlerde daha başarılı olduğunu göstermektedir (Roisman et al., 2005). Bunun temel nedenleri şunlardır:
• İçsel Motivasyonun Gelişmesi: Güvenli bağlanma geliştiren çocuklar, akademik görevleri yerine getirmekte daha az zorlanır ve öğrenme sürecine daha fazla katılım gösterirler (Wentzel, 1998).
• Öğretmen-Öğrenci İlişkilerinin Güçlenmesi: Ebeveynleriyle sağlıklı bir ilişki geliştiren çocuklar, öğretmenlerinden destek istemekten çekinmez ve derslerde aktif rol alırlar (Birch & Ladd, 1997).
• Öz Düzenleme Becerilerinin Gelişimi: Bağlanma güvencesine sahip çocuklar, dikkatlerini sürdürebilme, plan yapma ve problem çözme becerileri konusunda daha başarılıdırlar (Zimmerman, 2002).
Öte yandan, güvensiz bağlanma geliştiren çocuklarda öğrenme süreçleriyle ilgili şu zorluklar gözlemlenebilir:
• Sınav Kaygısı ve Düşük Akademik Özgüven: Kaygılı bağlanma geliştiren çocuklar, akademik değerlendirmeler karşısında aşırı stres yaşayabilirler.
• Düşük Katılım ve Akademik İlgisizlik: Kaçıngan bağlanma stiline sahip çocuklar, akademik süreçlere ilgi göstermekte zorlanabilirler.
Ailelerin, çocuklarının akademik gelişimini desteklemek için pozitif ebeveynlik anlayışıyla hareket etmeleri önemlidir. Araştırmalar, evde düzenli bir çalışma rutini oluşturmanın ve çocuğun akademik çabasını takdir etmenin, akademik başarıya olumlu katkı sağladığını göstermektedir (Pomerantz ve ark., 2007).
Sosyal Gelişim Üzerindeki Etkiler
Okul çağındaki çocuklar için sosyal beceriler, en az akademik başarı kadar önemlidir. Arkadaşlık ilişkileri, problem çözme becerileri ve duygusal dayanıklılık, çocuğun hem okul sürecinde hem de ilerleyen yaşamında başarılı olmasını sağlar. Bu bağlamda, anne-baba ile kurulan ilişkinin niteliği, çocuğun sosyal gelişimini doğrudan etkiler.
• Empati ve Duygusal Zekâ: Güvenli bağlanan çocuklar, duygularını daha sağlıklı ifade eder ve başkalarının duygularını anlama konusunda daha başarılıdır (Eisenberg & Fabes, 1998).
• Akran İlişkilerinde Başarı: Evde sağlıklı iletişim kurabilen çocuklar, okulda arkadaşlık ilişkilerinde daha başarılı olur (Ladd, 1999).
• Zorbalığa Karşı Dayanıklılık: Ebeveynlerinden duygusal destek gören çocuklar, okulda karşılaştıkları sosyal zorluklarla daha iyi başa çıkabilirler (Kochenderfer-Ladd & Skinner, 2002).
Aile içindeki sağlıksız dinamikler ise çocuğun sosyal gelişimini olumsuz etkileyebilir. Örneğin:
• Aşırı baskıcı ebeveyn tutumları, çocuğun sosyal ortamlarda kaygı yaşamasına neden olabilir.
• Duygusal ihmal, çocuğun sosyal ilişkilerden kaçınmasına ve arkadaşlık kurmada zorlanmasına yol açabilir.
Bu nedenle, ebeveynlerin çocuklarına duygusal destek vermesi, açık iletişim kurması ve sosyal becerilerini geliştirmelerine yardımcı olması, okul sürecinde çocuğun başarısını artıran önemli unsurlardır.
Sonuç
Çocuğun anne-babasıyla kurduğu ilişki, onun akademik başarısı, sosyal gelişimi ve duygusal dayanıklılığı açısından kritik bir role sahiptir. Bağlanma Kuramı bağlamında değerlendirildiğinde, güvenli bağlanan çocukların akademik risk almaya daha yatkın oldukları, öğretmenleriyle ve akranlarıyla sağlıklı ilişkiler kurabildikleri ve duygusal düzenleme becerilerinin daha güçlü olduğu görülmektedir. Buna karşılık, güvensiz bağlanan çocuklar akademik motivasyon eksikliği, sınav kaygısı, düşük özgüven ve sosyal ilişkilerde zorluklar gibi sorunlarla karşılaşabilirler.
Sosyal-duygusal gelişim açısından değerlendirildiğinde, aile içindeki etkileşimler çocuğun empati, problem çözme ve öz düzenleme becerilerini doğrudan etkilemektedir. Ebeveyn desteğinin yetersiz olduğu durumlarda, çocukların duygusal dayanıklılıklarının düşük olduğu ve okul ortamında sosyal uyum zorlukları yaşadıkları gözlemlenmektedir.
Bu doğrultuda, çocuğun gelişimini desteklemek için şu öneriler sunulabilir:
1. Ebeveyn-Çocuk İlişkisini Güçlendirmek:
• Çocuklarla düzenli ve kaliteli zaman geçirmek, onların duygu ve düşüncelerini ifade etmelerine alan tanımak önemlidir.
• Açık ve güvenli bir iletişim ortamı sağlanmalıdır.
2. Pozitif Ebeveynlik Yaklaşımlarını Benimsemek:
• Çocuğun akademik çabası takdir edilmeli ve desteklenmelidir.
• Eleştirel ve cezalandırıcı tutumlardan kaçınılmalı, teşvik edici bir yaklaşım benimsenmelidir.
3. Sosyal ve Duygusal Gelişimi Desteklemek:
• Çocuğa duygularını tanıması ve düzenlemesi konusunda rehberlik edilmelidir.
• Empati geliştirmesi için model olunmalı ve sosyal becerilerini destekleyen aktiviteler teşvik edilmelidir.
4. Okul ve Aile İş Birliğini Güçlendirmek:
• Okul, ebeveynleri çocuklarının eğitim süreçlerine dahil etmeye yönelik çalışmalar yürütmelidir.
• Öğretmenler ve veliler arasında düzenli iletişim sağlanarak çocuğun akademik ve sosyal gelişimi desteklenmelidir.
Sonuç olarak, çocuğun okul başarısı ve sosyal uyumu, yalnızca akademik faktörlerle değil, aynı zamanda anne-baba ile kurduğu ilişkilerle de doğrudan bağlantılıdır. Ebeveynlerin çocuklarına sağladıkları duygusal güven, onların öğrenme süreçlerine katılımını artırırken, sağlıklı sosyal ilişkiler kurmalarına da katkıda bulunmaktadır. Bu nedenle, çocukların eğitim yolculuklarında ebeveynlerin bilinçli, duyarlı ve destekleyici bir rol üstlenmeleri büyük önem taşımaktadır.
12 Şubat 2025
Kaynakça
• Ainsworth, M. D. S. (1979). Infant-mother attachment. American Psychologist, 34(10), 932-937.
• Bowlby, J. (1969). Attachment and loss: Vol. 1. Attachment. Basic Books.
• Bowlby, J. (1988). A secure base: Parent-child attachment and healthy human development. Basic Books.
• Denham, S. A. (2007). Dealing with feelings. Cognition and Emotion, 21(1), 4-9.
• Durlak, J. A. et al. (2011). The impact of social and emotional learning. Child Development, 82(1), 405-432.
• Eisenberg, N., & Fabes, R. A. (1998). Prosocial development. In Handbook of child psychology (pp. 701-778). Wiley.
• Grusec, J. E., & Hastings, P. D. (2015). Handbook of socialization: Theory and research. Guilford.
• Ladd, G. W. (1999). Peer relationships and social competence. Annual Review of Psychology, 50, 333-359.
• Pomerantz, E. M. et al. (2007). Parental involvement in children’s academics. Review of Educational Research, 77(3), 373-410.
• Roisman, G. I. et al. (2005). Attachment and children’s behavior. Child Development, 76(3), 505-520.
• Sroufe, L. A. (2005). Attachment and development. Current Directions in Psychological Science, 14(6), 340-345.
• Zimmerman, B. J. (2002). Becoming a self-regulated learner. Theory into Practice, 41(2), 64-70.
Comments